Monday, December 29, 2008

Şiirlerimden

Robot Arkadaşlarım

Kızarkadaş kolumda

Mutlu, sokak yolunda

Kız biraz havalı

Kır kökenli çok baktı


Hoşuna gitmedi onun da

Korktu pıstı koluma

Dedim korkma bebeğim

Ben şimdi hallederim


Fonda latin havası

Kolda jilet yarası

Cahillik hat safhada

Anlamaz edebiyat parçalasanda


Geldi baktı suratıma

Dedim gitsene kardeşim

Dedi seni dövücem

Dedim o kadar emin olma


Benim robot tanıdığım var

Seni çok pis döver

Duyguları bulunmadığından

Ciğerini deler


Need diyon lan sen dedi

Bizim kır kökenli

Dedim Robo fayvotu enemidir karşındaki.


bi kafa dış ve bi kafa dış ve bi yumruk dış

huaa huaaaa.

donk

çıtonk.




Thursday, December 18, 2008

BLOGCULUK öldü Mü


öldü galiba demiştim daha önce de dost meclislerinde suçlu da facebook du

hala ölü ve hala suçlu facebook

şimdi emerteytey kişisi de zaten çok uzun zaman dır yazmıyor du

bende yazmayınca bu blogöldü

lakin diriltmenin zamanı geldi artık daha çok benim blogum olabilir bu ama

ya da kendime yeni bir blog da açabilirim


diriltecem çünkü

arkadaşlarda bişiler yazsana be adamım tarzı laflar

yedik.


bu arada eskisine nazaran daha boşum işyerinde aslında blog yazmaya elverişli de bir donemdeyim

ama

ben yazmak yerine

okuyuculukta cok ilerledim.

nasıl mı

blogculuk öldü ama

kişisel blogculuk öldü

amacı olan konusu olanlar ölmedi ve ben

bilmem kaç yaşından sonra bilgisayar oyunlarıyla başlayan futbol merakım su an gunde en az 1 saatimi türkçe futbolbloglarını okuyarak geçiyor.


şimdi tekrar dan kişisel blogculuğu canlandırmak vazifesiyle yolaçıkıyorum

ve de eminin tekrara yıllar sonra yazarım ama

bakalım daha kapatmıyoruz blogu en azından şimdilik son kararım bu.



Tuesday, May 27, 2008

Susuz Kaz


evet büyük ihtimalle yaşam süremin içinde susuzlukla karşılaşacağım insanlar bu kafada yaşamaya devam ederse, tüketimin sonu yok, hırsın sonu yok, zenginliğin sonu yok ama hayatın suyun ve petrolün sonu var ve hatta dünyanın.
kendimde dahil olmak üzere, yaşadığımız vurdumduymaz günlere üzülmeyiz inşallah.
susuz kaldığımda umarım ya gençken evdeki musluk damlatıyordu da tamir etmemiştim demem umarım o musluğun bir günde damlattığı suyu belki kaç gün içeceğim.
umarım biz gotumuzu suyla yıkardık şimdi içmeye bulamıyoruz demem .
hadi tamam diyelimki şu anı ve geleceği kendi adıma korumaya aldım su tüketimini kontrol altına aldım, petrol hiç kullanmamaya başladım, hatta ormanlar kurduk hep beraber ve geleceğimizi kurtardık, Şu anda benim gelecekte olmak istemediğim sefalette açlıkta ve susuzlukta yaşayan binlerce insan var onların bugünü ne olacak.
şanssız doğmadık tamam ama şanssız doğanlar nolcak.
peki ben bunları yazdım düzeltecekmiyim herşeyi.
kabul edelim çok sevdiğimiz teknolojik aletler de dahil olmak üzere bir sürü şeyde çocuk istismarı ve köle ticareti var. tamam aç değiller kurak da değil ama zaten ışığı görmeden yaşıyor çocuklar Çin'de hem de içinde , peki ben kullanmasam da olur diyor musun laptop ya da sadece çok zenginler alabilsin, düzeni değiştirelim diyebiliyormusun.
afrika ya pirinç göndermek için 1.5 yıl aynı ayyakkabıyı giyecek misin peki,
yada benim ihtiyaclarım var zenginler yardım etsin mi diyeceksin, peki zenginlerin ihtiyacları yok mu aynı mantıkla bakınca asıl ihtiyac sadece yemek barınmak bilgi değil mi peki,
hani oyleydi
ben ne tasarlıyorum ki ne gerek var ki olan bir ürünün kırk çeşitine neden,
galiba çünkü tek neden sadece insanız ve de sürü de değiliz aslında,
belki de doğal seleksiyon budur
benim dedem savaşmış köle olmamış o yüzden rahat yaşamaya hakkım var diye mi düşünmek gerek, babamın babası çok çalışmış hemde okumuş, babam da okumuş ve çok çalışmış o zaman okumayan ve çalışmayanlar da acı çeksin mi diyeces
işyerindeyim moralim bozuk o yüzden böyle abarttım aslında bu kadar siyah beyaz değil gri de var ama o da fedekarlık ister.
bir de insan evladı kendini hep önemli zanneder bil ki hiç önemin yok
şu an afrika da, darfur da doğmuş bir insan olabilir ve sadece bir gün daha hayatta kalmaya çalışıyor olabilirdin, ölsen sadece 2-3 kişini haberi olacağı.
aslında ben kötümser deeğilimdir. herşey kötüye gitmez
keşke bir excalibur da ben bulsam
kalem kılıçtan keskindir.

Saturday, May 24, 2008

i dont believe in innovation

but i want to.

* kişisel blogculuk ölüyor demiştik değil mi o zaman size kişisel olmayan bir blog adresi vereyim
kulturalfungus
tasarım ve görsel kültür blogu ilgilisine duyurulur.
bir akademik gözden yorumlar uçta yorumlar yapmayı seven bu arkadaşımızı takip etmek lazım

* cumartesi iş yerine çağırılıp hiç de bir işimizin olmamasını fark etmek ve de eve geri dönüş imkanının olmadığı bir yerde calışmak dan nefret ediyorum

* akşam dugune gidicem takım elbise giyip kenidimi bir şey sanacam

* yıllar sonra joker iyi geldi ama klasik nerde o eski joker

* bitkilerinizi dökeceğiniz çayla besleyin nede olsa o da eskiden bitkiydi reenkarnasyon bir nevi

* yırtık dondan çıkar gibi çıkmak

* http://www.madeofjapan.com/

Tuesday, May 13, 2008

Ödül Töreni


Roxy'e gelip bizi gönülden destekleyen herkese bir kere daha teşekkür ediyorum.


Ortak bir proje olan bu projenin diğer yarısı olan ONORBUMBUM 'aÇOK TEŞEKKÜR EDERİM



Hep bir ağızdan suratıma suratıma KÖPEEEEEK diye bağırılması çok hoşuma gitti...



Çok güzeldi.Ödül alsak da almasak da.Ama bir ödüle layık görülürüz gibime geliyor.O yüzden PERŞEMBE GÜNÜ SAAT 20:00 da ROXY'DE GERÇEKLEŞECEK OLAN ÖDÜL TÖRENİNE HERKESİ BEKLİYORUZ.


UNITED FOOLS adlı grup da baya güzel bir grup gelmişken onu da dinlersiniz hem...


ŞİMDİ SİZİ BİR KAÇ GÜZEL FOTOGRAF İLE CANLI PERFORMANS GECESİNE GÖTÜRÜYORUM.uehhueuhe.

Saturday, May 3, 2008

EMİR YARGiN Finalde


Emir 2 şarkılık single ını piyasaya sürdü.

KÖPEK ve ÇORAP isimli parçalarıyla

13.Roxy Müzik Günleri Finalistleri arasına girmeye hak kazandı.


7 mayıs çarşamba günü

saat:20:30 da Roxy de


EMİR Şarkılarını canlı olarak icra edecek.

Harika grubuyla çok güzel bir canlı performans hazırladı .

Öğrencilere ücretsiz olan bu geceye herkesi bekliyor.

Saturday, March 29, 2008

Küçük Edo

İnsanlar Öldüklerinde Övülür.

Eğer Gerçekten Farklı Bir Şey Yaptılarsa.

Sıradan Hayatta Uyuz Olduğumuz,Tuhaf Bulup Eleştirdiğimiz Davranışlar,O Kişi Ölünce Değerlenir...


Ankradan Antalyaya Doğru Yol Alırken Acıktım.

'GAYZER LOKANTASI'nda Mola Verdim.

Orada Çok Değişik Bi Usta Vardı.

16 Yaşındaki EDO Usta.

O Bu Kasabada Doğmuş.Fotorafından da anlıyacağınız uzere çok tuhaf biri.
bu halde doğmuş.O Doğarken Annesi Ölmüş.Ona bi dergiden geldiğimi soyledim röportaj yapmak istiyorum dedim.hiç ilgilenmedi.benimle konuşmadı.bu fotorafı da gizlice çektim.


o boyle doğmuş ve yeteneğini keşfetmiş.hayata küsmemiş.mücadele etmiş.

O 'nu Çok Takdir Ettim.

Değişik Hali Lügate Bile Geçmiş.Bilen Çokmuş Ama Kimse Umursamamış.

AMA O BÜYÜK BİR DEĞER.ÖLÜNCE ANLIYCAKLAR ONUN DA DEĞERİNİ.

Sıradan Bi Toros Kasabasında Yaşamasına Rağmen Giyinişi Bile Çok Farklı.

Bence O Özel Biri.Bize Birşey Anlatmaya Çalışıyor.



Ayrıca Eli Çok Hızlı ve Lezzetli.Döneri De O Hazırlayıp Asıyormuş.

Boş Zamanlarında Tek Başına Orotoryo Yaparmış Göl Kenarında.

Hiç Arkadaşı Yokmuş.Ustabaşının Sözünden Hiç Çıkmazmış.

Çok Etkiledi Beni Yolunuz Düşerse Uğrayın Derim.

Friday, March 28, 2008

rakamla 100 yazıyla yüz

banyoda yüz lavaboda yüz
şener şen li sabun reklam vardı boyle ben kucukkene

neyse şaka maka kişisel blogculuğun öldüğünü düşünmeye başladığım bu günlerde 100.uncu iletiyi yazmam cok manidar.

facebook veya başka nedenlerle blog işinin modası gecmeye veyahut başka bir yone kaymaya başladı.

eskiden gun aşırı guncellenen vede takip ettiğim bloglar(genelde emirbey den linkle gidilenler) haftada bir guncellenirse gene iyi.

bu özellikle kişisel bloglarda daha on planda. ancak bir konusu veya amacı olan bloglar hala daha sık guncellenmekte ve de tarafımdan okunmakta.

bu konuda bir suru teorim var beynimde şekillenmiş toplum hayatı ve kişisel hayatımız hakkında. başka bir yazıda yazarım diyip yazmayacagımdan eminim.

herkes yazsın bişiler okuyalım. tartışalım nedir yane. umarım bizde buradan bloglamaya devam ederiz.

Thursday, March 6, 2008

KOMANİZ REJİMMM

hayatımda ilk defa rejim yapmayı hatta rejim demeyelim yediklerime dikkat etmeyi düşünüyorum. çünkü hayatımın en kilolu dönemindeyim hiç bu kadar ağır olmamıştım.

bir de beni üzen ya da sevindiren daha tam karar veremedim, benden şişman gözüken insanlardan bile kafadan 5 kilo ağırım nasıl oluyor anlamıyorum.

hayır zapzayıf olmayı düşünmüyorum ama bundan tam 8 ay önce ideal kilodaydım. ona kadar düşsem iyi olur. kiloyu nasıl verdim ve nasıl aldım. öncelikle askere gidip geldiğimde kilomda bir değişiklik olmamıştı. ancak o yaz bizimkilerin yanında alanya da otel de çalışınca, sıcaktan hem cok kalori yakıyor insan hem deyemek yiyesi gelmiyor, bayaa kilo vermeye başladım. sonrasında istanbul da evde geçirdiğim bir dönem de bir kere zaten evde boş oturdugumdan hiç yemiyordum. ve bu arada hipertiroid* olarak acayip kilo verdiğim bir döneme girdim. sonrasında işe girip duzenli ve cok 3 oghun yemek yemeye baslayınca bir de hipertroide karşı ilaç kullanmaya başlayınca bir anda kilo almaya başladım. işe girdiğim gunden bugune 18 kilo aldıgımı düşünüyorum(11 ayda). şimdi yemek yemeyi azaltma kısmıyla ilgili avantajlarım ve dezavantajlarım var.
avantajlarım: çok üşengeç oldugumdan hayat boyu acıksam bile kalkıp gitmediğimden benim için açlık hissi yoktur. mesela aç uyuyabilirim. tatlıyı çok sevmem.

dezavantajlarım : eğer usenmediğim bir anıma denk gelirse hem çük güzel yemek yaparım yapmayı severim çok güzel yerim. bu arada şu anki yaşantımda ki en büyük zevkim yemek yemek. nasıl açlık hissim yoksa tokluk hissim de yoktur.coca cola yı seviyorum. zeroyu deneyecem belki lezzeti hakkaten aynıdır yada pepsi max nede olsa aysun kayacı.


bir başka avantajda şu eti form un veya ülker mavi yeşilin pirinç ve mısır patlağı zımbırtısı varya ona bayılıyorum. acayip seviyorum hele yogurtla ayranla harika oluyor tabii ben onu bugune kadar hep yemek ustune patlamış mısır yer gibi yedim. bundan sonra yemek niyetine.

şimdi şoyle bir yemek azaltma yapacam abartmayacagım ama herseyden yemeye devam edecegim asla formaliteden bişi yemecegim yani bazen insan yemek yemeye ihtiyacı olmadıgı halde saati geldi diye yer ya ben yemeyecegim.

hipertiroid = boyle guatrın tersi metobolizman fazla hızlı çalışıyor hormonların yuzunden. mesela gecen kış hiç palto giymedim ve vucut sıcaklıgım her daim cok fazlaydı.

herkese saglıklı ve ideal kilolu gunler dilerim

Sunday, March 2, 2008

HERKESİN KÖR OLDUĞU YERDE TEK GÖZÜ OLAN KRALDIR

tabii ki körlerin kendilerinin kör olduğunu bilmesi ve de tek gözü olanın da körlere kendinin farklı olduğunu anlatabilmesi gerekir.
peki herkesin kör olduğu yerde görmenin avantaj olduğunu nasıl anlatırsın eğer daha önceden kimse görmediyse.




şimdi durum şu cahil bir halk eğitilmiş kesimden uzakdır. eğitilmiş olanlar o halkın içinden çıkmış bile olsa çoğunluk cehaletten başka bişi görmediğinden eğitilmiş olanın daha iyi gördüğünü düşünmez ona itimat etmez.




alanya da itimat et diye kasap dükkanı var cok takdir ederim ismini. ve benzerleri itaat et. küfür et. iddia et. iltifat et.

Saturday, February 23, 2008

GENELLEMEYLE DÖNECEĞİM

şimdi bayaa dır yazı yazmıyoruz ancak massive posting le geri döneceğiz
sanal alemlere ama ondan önce emer in
deneme olarak yaptığı ve için xxx, sex gibi kelimeler geçen postundan sonra hakkaten denemesinin başarılı olduğunu görüp internet kullanıcısından korktuk. google analytics bize şunu gösterdi internet kullanıcısı bariz sapık aranan kelimeleri buraya yazarak kimseyi rencide etmek istemiyorum ( ya da daha detaylı bir postta donerim o konuya ). ancak tıklanma sayısında artış sitede gecirelen surede inanılmaz bir düşüş oldugunu herhalde soylememe gerek yok.


bu arada yaşasın şebnem ferah hep olsun hep şarkı yapsın
hep arkasında kırk tane enstrumanla cıksın bundan sonra da sahneye

Tuesday, January 22, 2008

Ben de erkeim 2

futbol u izlemekten de takip etmekten de pek haz almadım şimdiye kadar
lakin golleri molleri görürsem tv de hep izlemişliğimde oldu
ama bir maçı baştan sona izlediğim yoktur
çok önemli bir miilli maç dahi olsa
fakat nasıl ki her bayanın içindeki kokoş bir gün dışarı vuruyorsa demek ki erkeklerin içindeki futbol canavarı da dışarı vuruyor.
çocukken severdim aslında futbol oyunlarını önce fifa (95 yılından bahsediyorum) akabinden de fiifa 96 ;ki kendisi oyun sektörünün mihenk taşlarından biridir; ile futbol oyunlarını oynamaya başladım ve cok da severdim. 2000 yılından sonra ne lan bu hersen aynı her sene aynı diye oynamayı kestim cok uzun bir muddet bu arada da futboldan beşikteşın 5 kırmızı kart görmesiyle iyicene soğudum. yıllar yılları kovaladı lan bir futbol oyunu geti ronide oynayak deyene kadar o da fifa 07 diye bişi getirdi. aboooo bu ne lan olduk game pad ve futbol oyunu ikilisi beni etkisi altına aldı. bir de kolaektif oyun seviyoruz arkadaslarla aynı takımda olup ligler avrupa kupaları dunya kupaları kazanıyoruz sıkıldık tabii gun geldi. bu sefer dedik git bize pes 6 getir lan dedik bu sefer butun hersey yeniden basladı. oyun stili farklı bu oyunla elimiz alışana kadar çok zevk aldık ancak elimiz alışınca sevemedik ve tekrar fifa 07 ye donduk. akabinden fifa 08 cıktı pek svemedik ama değiştirmişlerdi ve gormüştükki pes den çakmalar vardı oynanabilirlikte eh meh dedik ancak o an için pes 6 dan cok cok iyiydi ozellikle topun hareketleri. sonra pes 2008 cıktı. haydi bu sefer başaldık pes oynamaya once elimiz alışana kadar bayaa zaman gecti ama alışınca iki kişi barcelonayla harikalar yaratmaya başladık.( henry nereye ben de oraya futbol oyunlarında çok seviom bu herifi fifa da gol atınca öyle cool cool duruyordu sevinmezdi hiç pes de maymun gibi seviniyor ama olsun)
bu arada oynaya oynaya futbola merak salmaya başladım hakkaten bu herifler bu kadar iyi mi diye internetten bazı takımları futbolcuları incelemeye başladım.pes nasıl oynanır kendimi nasıl geliştiririm diye hints&tips; taktik ve teknikleri aradım ama pek bişi bulamadım halen.
fubolcuları internetten inceleyip ona gore transferler falan. onun için şimdi bayaa bayaa avrupada kim nerede oynuyor ne yapıyor bilir hale geldim. ancak hala mac izleyemiyorum. africa cup of nations 2008 in de ozetlerini ama izlemeden duramıyorum ve sonuclarını merak ediyorum.
daha da iyisi kardesim olan emerin içindeki erkek de canlanmaya başladı. ancak o aynı takımda olup karşı takıma karşı zevkle oynamayı sevmedi o karşılıklı oynamak isteyen daha kompetitif bir ruh. neyse bakalım nolcak. kendime şaşırırken keşke türkiye de de futbol oynansa ne guzel olur diyorum. ancak buraya yazıyorum hiçbir zaman menejerlik oyunlarından zevk almayacagım her ne kadar fifa da ve pes de transfer yapmaktan zevk alsam da.
saglıcakla kalın.

Monday, January 14, 2008

XXX

SEX deneme 1,2,3
SEX --a. SEX...

Thursday, January 3, 2008

yeni yıl


çift sayılar bana daha iyi gelir zaten 2007 den de pek haz ettiğim soylenemez.neyse umarım herkese 2008 cok iyi gelir ve hakkaten insanlığa birazcık daha zeka ve sagduyu.

yılbaşı günleri beni ve tüm tanıdıklarımı germeye başladı.
bir şey yapmak zorunluluğu mutlaka eğlenmek partilemek zorunluluğu varmış gibi bir his insanları kaplıyor.

sadece cesurlar gönül rahatlığıyla bir şey yapmıyor cunku genel korku kırk yılda bir eglenecez kacırmasak mı?
ancak tecrubeler ve gecen zaman bana hep şunu gosterdi plansız toplanmalarda daha cok eglenir insan evladı

allahtan bu sene kasmadık kendi kendine sekillenen dogaclama ve hiç kasıntı olmayan bol guzel yemekli ve nispeten aile saadetli ( ki eskiden gelenekti )bir yılbaşı geecesi geçirdik gelen herkese teşşekkurler.
bu arada yaşlanıyoruz hocam
ama umarım hep annemle babam kadar genc ve enerjik olurum hayatım boyunca
bunu bir kez daha gosterdiler bize saolsunlar.
yaşasın martin solveig
biraz nerd işi ama 2008 yılının başlarında sardırdığım cok eglenceli atraksiyon order of stick